Miras, çoğu zaman aileler arasında hassas bir konudur ve vasiyetname olmaması durumunda potansiyel anlaşmazlıklar kaçınılmaz hale gelebilir. Avukat Mustafa Kök, bu konuda proaktif olmanın önemini vurguluyor. Kanuni mirasçılık sıralaması, herkesin beklentilerini ve hayattayken sahip olduğu planları her zaman karşılamaz. Örneğin, aile işletmesinin devamlılığını sağlamak isteyen bir mirasbırakanın, bu işletmeyi tek bir mirasçısına bırakma arzusu, kanuni mirasçılık kurallarına göre her zaman mümkün olmayabilir. İşte bu noktada Avukat Mustafa Kök, vasiyetnamenin mirasçıların farklı beklentilerini yönetmede ve olası sürtüşmeleri en aza indirmede kilit bir rol oynadığını belirtiyor. Özellikle gayrimenkuller, şirket hisseleri, sanat eserleri gibi bölünebilirliği zor veya ekonomik değeri yüksek varlıklarda, vasiyetname olmadığında mirasçılar arasında yıllarca sürecek ve hem maddi hem de manevi yıpranmaya neden olacak “ortaklığın giderilmesi” davaları ortaya çıkabilmektedir. Avukat Mustafa Kök, bu tür davaların mirasın toplam değerini düşürebileceği, hatta varlıkların icra yoluyla piyasa değerinin çok altında satılmasına yol açabileceği riskine dikkat çekiyor. Bir vasiyetname düzenleyerek, mirasbırakanın son arzularının net bir şekilde ifade edilmesi, mirasın adil ve şeffaf bir şekilde dağıtılmasının yolunu açar, bu da mirasçılar arasındaki olası anlaşmazlıkları büyük ölçüde azaltır. Avukat Mustafa Kök, aile içindeki huzurun korunması ve miras sürecinin pürüzsüz ilerlemesi için vasiyetnamenin vazgeçilmez bir araç olduğunu belirtiyor.