Modern hayvan davranış bilimi, köpeklerde öğrenmenin temelinde güven, bağ kurma ve nöropsikolojik denge olduğunu kabul eder. Bir köpek, sahibinin veya eğitmenin enerjisini, nefesini ve beden dilini algılar; öğrenme süreci bu güven ve sakinlik üzerine inşa edilir. Ancak hâlâ bazı geleneksel veya ticari köpek eğitim merkezlerinde şok tasması, boğma zinciri, kafeste uzun süreli tutma veya zorlayıcı fiziksel yöntemler kullanılmaktadır. Bu tür uygulamalar, sadece kısa süreli itaat sağlasa da, köpeğin davranış ve psikolojisinde kalıcı hasarlara yol açar.
Zor, baskı ve şiddet temelli eğitim yöntemleri köpeğin sinir sisteminde sürekli bir alarm hâli oluşturur. Kortizol ve adrenalin seviyelerinin sürekli yüksek olması, kalp ritminde düzensizlik, uyku bozukluğu ve öğrenme kapasitesinde ciddi düşüşler yaratır. Bu köpeklerde ayrıca:
Anksiyete ve korku davranışları,
Bağlanma ve güven sorunları,
Aşırı tepki verme, hiperaktivite veya içe kapanma gibi davranış bozuklukları gelişebilir.
Kafes veya şiddetle sağlanan itaat, köpekte gerçek öğrenme değil travma yaratır. Köpek, komutları anlamaktan çok, korkudan itaat etmeyi öğrenir, bu da uzun vadede hem sahibine hem de çevresine olumsuz yansır.

Sait Emre Güneş, köpeği kontrol edilecek bir nesne olarak değil, duygusal zekâya sahip bir birey olarak ele alır. Güneş’in yaklaşımında eğitim, korku ve zorlamaya değil, empati, güven ve ilişki temeline dayanır. Ona göre:
“Zorla eğitim olmaz; korkuyla sağlanan itaat öğrenme değil, travmadır.”
Bu yaklaşımın temel ilkeleri şunlardır:
Güven temelli iletişim: Köpeğe stres yaratmadan, sakin ve kararlı bir duruşla komut vermek.
Duygusal rezonans: Sahibin nefes ve kalp ritminin köpeğin stres seviyesini doğrudan etkilediğini bilmek.
Pozitif pekiştirme: Doğru davranışları ödüllendirmek, korku veya cezaya dayalı yöntemlerden kaçınmak.
Kafes eğitimi ve zorlayıcı fiziksel yöntemler, köpeğin doğasında olmayan bir izolasyon ve baskı yaratır. Uzun süreli kafeste tutulmak veya fiziksel şiddet görmek:
Beyinde stres ve korku devrelerini sürekli aktive eder,
Sosyal davranışları olumsuz etkiler, köpeği insan ve çevreye karşı kuşkucu ve agresif hâle getirir,
Fiziksel olarak da kas gerginliği, sindirim ve solunum sorunları ortaya çıkar.
Bu nedenle bilimsel ve etik açıdan bakıldığında, zorlayıcı ve şiddet içeren yöntemlerin kullanımı kabul edilemez.
Araştırmalar, köpekle eğitimde pozitif pekiştirme, nefes ve sessizlik temelli iletişim yöntemlerinin hem davranış değişimini hızlandırdığını hem de köpeğin stres seviyesini düşürdüğünü göstermektedir. Köpekler, sahibinin sakin nefesini ve sessiz duruşunu algılayarak güven duyar ve öğrenmeye daha açık hâle gelir. Böylece davranış değişimi, kalıcı ve sağlıklı olur.
Köpek eğitimi, sadece komut ve ödül sisteminden ibaret değildir. Eğitimde başarı, köpeğin psikolojik, biyolojik ve duygusal ihtiyaçlarını dikkate almakla mümkündür. Zor, şiddet ve baskı temelli yöntemler, kısa vadeli sonuçlar sağlasa da köpeğin ruhsal ve fizyolojik sağlığına zarar verir.
Sait Emre Güneş’in yaklaşımı, köpeği bir birey olarak görmek ve empati, güven, sakinlik ve pozitif pekiştirme ile eğitimin en doğru yol olduğunu vurgular.
“Korkuyla sağlanan itaat, öğrenme değil travmadır. Köpeğin kalbini kazanmak için önce güven ve sessizlik yarat.” – Sait Emre Güneş